Teknoloji dünyasında Elon Musk, inovasyon ve vizyoner liderliği ile öne çıkan bir isim. Türkiye’de de benzer bir etki yaratabilecek bir girişimci var mı sorusunun cevabı son yıllarda giderek netleşiyor: Oğuz Alper Öktem. Başarıları, azmi ve yenilikçi fikirleriyle dikkat çeken Öktem’in hikâyesi, girişimcilik dünyasına ilham veren bir mücadele örneği sunuyor.
Kimdir Oğuz Alper Öktem?
1991 yılında İstanbul’da doğan Öktem, küçük yaşlardan itibaren eğitim başarısıyla dikkat çekti. Vehbi Koç Vakfı Koç Özel Lisesi'ni tam burslu olarak bitirdi. Daha sonra dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan Chicago Üniversitesi’nde Ekonomi okudu ve burada onur derecesiyle mezun oldu. Eğitimine London School of Economics’te Siyasal Ekonomi alanında yüksek lisans yaparak devam etti.
Bu akademik başarılar, Öktem’in iş dünyasına sağlam bir başlangıç yapmasını sağladı. Kariyerine Londra’da Deutsche Bank’ta başlayan Öktem, burada nükleer enerji projeleri üzerine çalıştı. Türkiye’ye döndüğünde, BluTV’nin Operasyon Direktörü ve McKinsey & Company’de danışman olarak önemli görevlerde bulundu.
Martı’yı Kurma ve Mücadele Dönemi
Oğuz Alper Öktem’in en büyük başarısı, 2018 yılında kardeşi Sena Öktem ile birlikte kurduğu Martı Teknoloji oldu. Öktem, İstanbul’un yoğun trafiğine çözüm bulma vizyonuyla yola çıktı. Martı, Türkiye’de mikro mobiliteyi yaygınlaştıran ilk girişimlerden biri olarak dikkat çekti. Elektrikli scooter ve diğer mikro ulaşım araçlarını kullanıma sunarak şehir içi ulaşımda çevre dostu ve pratik bir çözüm getirdi.
Ancak bu süreç, zorluklarla doluydu:
Yasal Engeller: Martı’nın faaliyete geçmesinin ardından, elektrikli scooter kullanımına yönelik yasal düzenlemeler eksikti. Öktem, sık sık yerel yönetimlerle ve bürokrasiyle mücadele etmek zorunda kaldı.
Toplumda Direnç: Türkiye’de mikro mobilite, başlangıçta toplumun bazı kesimleri tarafından gereksiz veya karmaşık bir sistem olarak görüldü. Ancak Öktem, bu algıyı değiştirmek için ciddi bir çaba sarf etti.
Finansal Riskler: Martı’yı büyütmek için gerekli yatırımları çekmek, genç bir girişimci için kolay bir süreç değildi. Buna rağmen Öktem, yerel ve uluslararası yatırımcılardan destek almayı başardı.
Martı’nın Küresel Başarısı
Tüm bu zorluklara rağmen Martı, 2023 yılında büyük bir dönüm noktasına ulaştı. Şirket, New York Borsası’nda işlem görmeye başladı ve bu gelişme, Öktem’in azminin ve liderlik becerisinin bir kanıtıydı. New York Borsası’ndaki açılış gongunu çalan Öktem, bu başarıyı Türk girişimcilik ekosistemi için büyük bir adım olarak nitelendirdi.
Mücadele ve Başarıları
Oğuz Alper Öktem’in başarısı sadece Martı’nın büyümesiyle sınırlı değil. Girişimcilik alanında şu önemli kilometre taşlarına imza attı:
1. Kolektif House Yatırımcılığı: Ortak çalışma alanlarının Türkiye’de yaygınlaşmasına katkıda bulundu.
2. Martı TAG: Türkiye’deki taksi sorununa çözüm bulmak için paylaşımlı yolculuk sistemi geliştirdi. Bu sistemin yasal zemine oturtulması için yoğun bir şekilde çalıştı.
3. Ödüller ve Tanınma: Öktem, 2019 ve 2020 yıllarında Webrazzi Yılın Girişimcisi ödülünü kazandı. Ayrıca 2021 yılında GQ Men of the Year’da Yılın Girişimcisi seçildi.
Elon Musk ile Benzerlikleri
Öktem’in hikâyesi, birçok yönüyle Elon Musk’a benziyor:
Vizyonerlik: İstanbul gibi bir metropolde mikro mobiliteyi entegre etmek, tıpkı Musk’ın Tesla ile elektrikli otomobilleri yaygınlaştırması gibi yenilikçi bir fikir.
Sürdürülebilirlik Odaklılık: Çevre dostu ulaşım çözümleriyle karbon ayak izini azaltmayı hedeflemesi, Musk’ın enerji projeleriyle örtüşüyor.
Küresel Başarı: Martı’yı uluslararası bir marka haline getirme vizyonu, Musk’ın girişimcilik tarzını anımsatıyor.
Farklılıklar ve Potansiyel
Elon Musk, farklı sektörlerde devrim yaratırken (uzay, enerji, yapay zeka), Öktem şimdilik ulaşım sektöründe yoğunlaşmış durumda. Ancak bu, Öktem’in gelecekte başka sektörlerde de etkili olamayacağı anlamına gelmiyor.
Yerli Elon Musk Olabilir mi?
Oğuz Alper Öktem, azmi, vizyonu ve yenilikçi projeleriyle “Türkiye’nin Elon Musk’ı” olmaya aday bir girişimci. Ancak bu unvanı tam anlamıyla hak etmek için daha geniş bir sektörel etki yaratması ve global ölçekte tanınırlığını artırması gerektiğini düşünüyorum.